İsimsiz, Ed No: 8/10, 36x28 Cm Kağıt Üzeri Litografi Baskı (İmzalı)
1945 yılında Konya’da doğdu. 1961-64 Konya-Akşehir Öğretmen Okulu’nda öğrenim gördü. 1964-65 Erzincan-Tercan’da ilkokul öğretmenliği yaptı. 1965-68 Ankara Gazi Eğitim Enstitüsü Resim İs Eğitimi Bölümü’nde öğrenim gördü. Hayati Misman, Gazi Eğitim Enstitüsü Resim İş Bölümü’nden 1968 yılında mezun oldu. 1970-1975 yılları arasında MEB bursu ile gittiği Kassel Devlet Güzel Sanatlar Akademisinde grafik tasarımı alanında ihtisas yaptı. 1975 yılında Gazi Eğitim Enstitüsü Resim-İş Bölümü’nde göreve başladı. 1984 yılında aynı üniversitede sanatta yeterlilik derecesi aldı. Sanatçı, 1987 yılında Gazi Üniversitesi’nde doçentliğini aldı. 1987-2001 Bilkent Üniversitesi Güzel Sanatlar, Tasarım ve Mimarlık Fakültesi’nde öğretim üyeliği yaptı. 2001 Hacettepe Üniversitesi’ne geçerek profesör oldu. 2005 yılında ayni kurumdan emekli oldu. Doğanın değil, kendi doğasının biçimlerini resmetmeye çalışan sanatçı, halen Bilkent Üniversitesi Güzel Sanatlar, Tasarım ve Mimarlık Fakültesi’nde konuk profesör olarak görevine devam etmektedir. Onu yurtdışında olmak üzere ellinin üzerinde kişisel sergi düzenledi. Aralarında 1992 Yunanistan-Türkiye Abdi İpekçi Dostluk ve Barış Ödülü ve Mısır’da düzenlenen 16. Uluslararası Akdeniz Bienali Ödülü de olan, on beş ödül kazandı. Sanatçı özellikle baskıresim konusunda Türkiye’nin önde gelen isimlerindendir. Resimdeki en önemli özelliği ‘çizgi’dir. Dışavurumcu bir çizgi ve bu çizgi ile gündeme gelen desenci tavrı gözardı edilemez. Resme bir oyun gibi başlar… Bir hamle bir başka hamleyi oluşturarak bir düzen ortaya çıkar. Bu düzende renklerin birbiriyle uyumu, biçimlerin birbiriyle orantıları çok etkindir. Misman, desenin bir sanatçının namusu olduğuna inanır ama bunu başlı başına bir sanat yapıtıymış gibi göstermenin de yanlış olduğunu düşünür. Yalnız şunu da belirtir ki ‘ben sanatçıyım’ diyebilmek için öncelikle iyi desen çizmek gerekir. Hayati Misman’ın çizgisi tipik bir dışavurumcu çizgidir. Resimleri bir seansta bitmez, üstüste çalışmayı gerektirir. Kompozisyonun bir tarafında yoğunluk diğer tarafında boşluk ve dinginlik olayını sürekli sorgulamaktadır. Bir figürü birebir resmetmez, mutlaka duygularını işin içine katarak bir dışavurumcu gibi davranır.